KUTSAL HAVUZ Kutsal Havuz Lagina Hekate Kutsal Alanı’nın yaklaşık 300 m güneybatısındadır. Havuzun suyu, 50 m güneyindeki bir kaynaktan taş kanalla gelmektedir. Kaynaktan gelen suyun aktığı havuzun güneybatı kenarında traverten oluşmuştur. Havuzun tabanında 3-4 cm’lik kum tabakası ve onun üzerinde dikine yerleştirilmiş küçük taşlardan ibaret bir blokajdan oluşmuş zemin vardır. Havuzun duvarları orta ve küçük boyda düzensiz taşlardan, kireç harcı ile yapılmıştır. Duvar yüzeyi ise içinde kiremit parçacıkları bulunan kireç harcı ile 1-1,5 cm. kalınlığında sıvanmıştır. Havuza gelen kanalın örgü taşları arasında kireç harcı, kanalın iç sıvasında ise havuz sıvasında olduğu gibi içinde kiremit parçacıkları bulunan kireç harcı kullanılmıştır. Lagina’da inşa edilmiş olan bir havuz ile ilgili olarak; Turgut’taki bir evin duvarında kullanılmış olan bir yazıtın bulunduğu ve bunun buradaki bir havuzun yapımından bahsettiği daha önceki araştırmacılar tarafından belirtilmekle birlikte, bugün bu yazıtın yeri bilinmemektedir. Yapılan çalışmalara göre Havuzda farklı dönemlere ait birden fazla kullanımın ve zemin döşemesinin varlığı tespit edilmiştir. Yapılan tespitlere göre havuzun orijinali Helenistik Döneme ait olmalıdır. Havuzun kullanımı Roma ve sonraki dönemlerde de devam etmiştir.
YAYALAR NEKROPOLÜ
Hekate Kutsal Alanı ile Koranza arasında kalan Yayalar Mevki’inde nekropol alanında dromoslu mezar, kaya mezarı ve iki odalı hipoje mezar şeklinde farklı tipte örnekler bulunmaktadır. Burada yapılan çalışmalarda Klasik Döneme ait üç farklı mezar ve bir mezarlık tören alanın kazısı yapılmıştır. Yapılan kazılarda ele geçen buluntular nekropol alanın M.Ö. 5. yüzyıldan itibaren kullanıldığını ve bu alanda M.Ö. 4. yüzyıla ait mezarların yoğun olduğunu göstermektedir. Ayrıca M.Ö. 4. yüzyıla ait mezarların varlığı, Koranza’da bulunan yazıtlarla da desteklenmektedir Bu alandaki mezarların bazıları tarım terasları içinde ve kayalık alanda tek başına yapılmış, bazıları ise teraslar halinde düzenlenmiş nekropol alanında toplu olarak bulunmaktadır. Nekropol alanı içerisinde mezar ziyaretlerinde törenlerin yapıldığı açık bir alanın varlığı da anlaşılmıştır.
KORANZA
Turgut’un yaklaşık 1 km kuzeydoğusunda, Taşlıyol Mevkii’nde bulunan Koranza, Hekate Kutsal Alanının yaklaşık 1 km kuzeybatısında yer almaktadır. Buradaki, Apollon ve Artemis Kutsal Alanı ile Nekropolde, Prof. Dr. Yusuf Boysal kazılar yapmış, Arkaik ve Klasik Dönem’e ait eserler ele geçirmiştir. Koranza’da Leyne ovasına bakan bir noktada, kuzey ve batı yönü teras duvarı ile çevrili bir alanda Apollon ve Artemis kutsal alanı bulunmaktadır. Bu kutsal alanda Y. Boysal kısa bir dönem kazı yapmıştır. Yapılan kazı ve araştırmalarda M.Ö. 6. yüzyıla ait pişmiş toprak eserler ele geçmiştir. Burada bulunup, M.Ö. 4. yüzyıla tarihlenen yazıt ve kalıntılar yayınlanmıştır. Ele geçen buluntular, burada en azından M.Ö. 6 yüzyıldan itibaren kutsal alanın var olduğunu göstermektedir. Yapılan çalışmalar ve bizim yüzey incelemelerimize göre yörede birden fazla tapınağın olduğu anlaşılmaktadır. Klasik Dönemde Lagina’nın Koranza’ya bağlı demoslardan birisi olduğu bilinmektedir.
KUTSAL YOL
İdari merkez olan Stratonikeia ile dini merkez olan Lagina Hekate Kutsal alanı arasında yaklaşık 9,5 km uzunluğunda bir kutsal yol bulunmaktadır. Bu Kutsal Yol Hekate Kutsal Alanı’ndaki propylondan başlar ve Stratonikeia'nın kuzey surundaki gösterişli şehir kapısına ulaşır. İki merkez ve arasındaki ulaşımı sağlayan kutsal yol, Hekate şenliklerinde tören, bunun dışında da ulaşım yolu olarak kullanılmıştır. Hekate Kutsal Alanında dini bir tören yapılacağı zaman, genç kızlardan oluşan bir koro ilahiler söyleyerek Lagina’dan çıkıyorlar ve Stratonikeia'dan Hekate’nin anahtarını getiriyorlardı. Bu anahtar ile kutsal alanın kapısı açılıyor ve sonrasında Hekate Kutsal Alanı’nda tören başlıyordu. Bu yol antik dönemde hem fonksiyonel hem de dinsel açıdan büyük bir öneme sahipti. Kutsal yolun Stratonikeia çıkışındaki şehir kapısından itibaren yolun her iki kenarında değişik tipte mezarlar, su kuyuları, çeşmeler kuruluşu Geometrik Döneme kadar inen küçük ve büyük yerleşimler ile bu yerleşimlere ait atölye ve işlikler vardır Kutsal yol döşemesi tekrar tekrar yenilenerek günümüze kadar kullanılmıştır. Bu güzergâh, sadece Yeşilbağcılar ve Turgut Kasabaları yerleşim merkezindeki kısımlar ile Hekate kutsal alanı yakınında toprak altında kalan kısmı haricideki yerlerde kolaylıkla takip edilebilmektedir. Korunan kısımlarına göre yol 3,30-3,50 m. genişliğindedir ve zemini taş döşelidir. Yolun orta kısmı yüksek olup her iki kenarı yanlara doğru eğimlidir. Bu eğimden dolayı yağışlı havalarda hiç suya basmadan yolda rahat bir şekilde yürünebilmektedir. Kalıntılara göre bazı yerlerde yol her iki kenarından 1-1,5 m yüksekliğinde bir duvar ile sınırlandırılmaktadır. Ayrıca arazinin eğimli olduğu yerlerde, 1-3 m yüksekliğinde istinat duvarları da örülmüştür. Bu duvarlar hem yolun sınırlarını belirlemekte hem de eğimli arazi için teras oluşturmaktadır. Yol kenarlarında, bazılarının içinde halen su olan sarnıçlar ve suyu akan çeşmeler bulunmaktadır. Bu sarnıçlardan birisinin ağzında bulunan halkadaki ip izlerinden kuyunun çok uzun bir süre kullanılmış olduğu anlaşılmaktadır. Yol kenarındaki çeşmelerin cepheleri yolun yan duvarları ile aynı hizadadır. Şimdi su akmayan ve eski doğallığı ile korunmuş olan bir çeşmede; taş su oluğunu, su içme kaplarını koymak için açılmış küçük nişlerini, o eski doğallığında görmek mümkündür. Turgut yakınlarında, Emirler Yıkığı Mevkisinde 3,5 m. genişliğindeki kutsal yolun, her iki kenarında 1-1,5 m. yüksekliğinde duvarlar ve bu duvarların gerisinde değişik tipte mezarlar antik dönemdeki şekliyle korunmuştur. Stratonikeia ile Lagina arasındaki kutsal yol kenarında kurulmuş olan Börükçü, Beybağı, Bozukbağ ve Emirler gibi yerleşmeler ve yola 1-1,5 km uzaklıkta kurulmuş Türk Kalesi, Gavur Kalesi, Taşkesik ve Gibye gibi antik yerleşme noktaları vardır. Bu yerleşmeler genellikle Geometrik Dönem ve sonrasına aittir. Lagina çevresindeki en eski yerleşim ise kutsal alanın yaklaşık 1 km güneyindeki Yarbaşı Mevki’inde bulunmakta ve bu yerleşimin tarihi Eski Tunç Dönemi’ne kadar inmektedir. |