TANRIÇA HEKATE

 

Hekate, Olympos’un 12 tanrısı arasına girmeyen, çok gizemli, Anadolu'ya özgü, Karia kökenli bir tanrıçadır. Homeros’un eserlerinde tanrıçanın adı geçmemesine rağmen, Anadolu kökenli antik yazar Hesiodos Theogonia'da ondan çok bahseder. Hesiodos Hekate’ye, ana tanrıça Kybele ile kıyaslanabilecek evrensel bir nitelik kazandırmıştır. Bu çok yönlülüğü nedeniyle çoğu kez diğer tanrıçalarla karıştırılan Hekate, özellikle Artemis ve Demeter ile özdeşleştirilmiştir. Bir yazıtta Hekate için, Demeter'in sıfatlarından birisi olan Ompnia’nın (tahılların tanrıçası) kullanılmış olması, aynı tanrıça gibi düşünülmüş olmasından kaynaklanmaktadır. Hekate’nin Apollon ve Artemis ile teyze çocukları olması ve bu nedenle Hekate’nin Kybele, Demeter ve Artemis’e yakın olduğunu ve ortak özelliklerinin bulunduğunu göstermektedir

Hesiodos’a göre Hekate, Titanlar arasında Güneş soylular diye bilinen tanrılar soyundandır. Kaios ile Phoibe'nin iki kızları olur. Birisi Leto (Zeus ile birleşmesinden Apollon ile Artemis doğmuştur.) diğeri ise Asterie'dir. Asterie’nin Perses ile birleşmesi sonucu Hekate doğmuştur. Hesiodos Hekate'yi Titanlardan ayrı tutmaktadır. Ozan, Titanlar kuşağını bitirdikten sonra Hekate'ye, 46 dizelik uzun bir övgü yazmıştır. Musalara övgüyü andıran bir şekilde; Zeus'un bu tanrıçayı herkeslerden üstün tuttuğunu ve evrende onur payını tanrılara dağıtırken Hekate'ye karalarda, denizlerde, yeraltında ve göklerde yetki verdiğini anlatılır. Hekate’nin çok yönlü bir tanrıça olması bu pay fazlalığından kaynaklanıyor olmalıdır. 

Hekate Anadolulu bir tanrıçadır. Özellikle de köken olarak Karia bölgesine ait olmalıdır. Tanrıçanın Anadolu’da en çok tapınım gördüğü yerler Batı Phrygia ve Karia bölgesindedir. Bu bölgeler arasında en eski kültünün görüldüğü ve en büyük kutsal alanının bulunduğu yer ise Karia bölgesindeki Laginadır. Karia Bölgesi’nde en önemli yapılarından birisinin bu tanrıça için yapılmış olması, tanrıçanın bölge için ne kadar önemli olduğunun bir göstergesidir. Tanrıçanın tapınağının bir barış simgesi olarak kullanılması da özellikle üzerinde durulması gereken bir konudur.

Bir yeraltı tanrıçası olarak bilinen Hekate'nin ölülerin ecesi olduğu ve yeraltı dünyasına açılan kapının anahtarını elinde tuttuğuna inanılmaktaydı. Hekate yolcuların, yolda kalmışların, tüccarların, hırsızların ve özellikle falcıların tanrıçası olarak bilinmektedir. 

Hekate'nin en belirgin simgeleri meşale, hançer, kırbaç, yılan ve anahtardır. Kısrak, dişi köpek, dişi kurt tanrıçanın kutsal hayvanları olarak bilinmektedir. Bazen bu hayvanlardan sadece köpek ile birlikte görülür. Bazı gecelerdeki köpek ulumalarının ya da uzun süren köpek havlamalarının Hekate ile ilgili olduğu, köpeklerin tanrıçayı ve yanındaki köpeği gördüğü için havladıkları anlatılmaktadır. Tanrıçanın gece dolunay olduğu zaman dolaştığı düşünülmekte ve bunun içinde yol kavşaklarına Hekate için peynir, çörek, yumurta ve balık türü yiyecekler bırakılmaktadır.

Hekate kimi bölgelerde üç, kimi bölgelerde de dört gövdeli bir heykel olarak görülmektedir. Dört yönlü betimleme az görülen bir tiptir. Tanrıça üçlü karakteriyle Ephesos Artemisi’ne çok benzetilmiştir.

Tanrıçanın heykel ve kabartmalarında sol elinde meşale sağ elinde bir çanak, başında hilale benzer boynuzlar taşıyan polos ve uzun bir elbise ile görülmektedir. Lagina'daki Hekate Kutsal Alanı’nda yapılan dinsel törenlere tanrıçanın sözcü gönderdiğine inanılmaktaydı.

Hekate kültü için bilinen en büyük kutsal alan, tapınak ve altar sadece Lagina'da bulunmaktadır. Bu büyüklük, Anadolulu bir tanrıça olan Hekate ve kültünün bölgedeki saygınlığı ve bölge insanının sahip çıkması sayesinde olmuştur. Burası aynı zamanda falcılığın merkezi olarak da değerlendirilmektedir. Tapınağın frizlerindeki kabartmalarda farklı konular işlenmesine rağmen, hepsinde de Hekate’nin betimlenmiş olması onun tanrılar panteonundaki önemini ön plana çıkarır.

 

HEKATE ŞENLİKLERİ

 

Daha önceki araştırmalarda bulunan yazıtlara göre Hekate kutsal alanında birden fazla şenliğin yapıldığı bilinmektedir. Bunlar arasında Hekatesia, Anahtar Taşıma, Doğum Günü Şenlikleri ve Gizli Dinsel Törenler bulunmaktadır.

Hekate kutsal alanında yapılan şenliklerin en önemlisi M.Ö. 81 yılından sonra periyodik olarak yapılmaya başlanmış olan Hekatesia-Romania şenliğidir. Bu şenlik kutsal alanda yapılan en büyük şenliktir ve dört yılda bir düzenlenmektedir.

Anahtar taşıma şenlikleri çeşitli oyunlarla birlikte bir kaç gün sürüyordu. Bu törenler esnasında anahtar taşıyan genç kız (kleidophoros) tören alayı eşliğinde anahtarı Stratonikeia'dan getiriyordu. Bu işlem hem yeraltı dünyasının anahtarının Hekate’nin elinde olduğunu, hem de bu dini merkezin Stratonikeia'ya bağlı olduğunu gösteriyordu.

Her yıl belirli bir ayın otuzuncu gününde yani dolunayda tanrıçanın doğum gününü kutlamak için yapılan törenler vardı. Bu törenlerin yılın diğer aylarında, sembolik bir şekilde tekrar kutlanılmış olabileceği de düşünülmektedir.

Tapınak naosu içinde gizli dinsel törenler yapılmaktaydı. Bu törenlerin nasıl yapıldığı kesinlik kazanmamıştır. Bu gizli törenler M.S. 2. yüzyıldan sonra belli aralıklarla düzenlenmeye başlanmıştır. Friz kabartmalarında tanrıçanın bodrosa sunu yaparken betimlenmesi tapınak naosundaki törenler ile ilgili olmalıdır.

Yıllık şenliklerin tamamında kentlilere yemek, para ve ödüller dağıtılıyordu. Bu nedenle halk bu şenlikleri dört gözle bekliyordu. Stratonikeia meclis binasında bulunan bir kutsal sandığın gelirleri Hekate ve Zeus arasında bölüşülüyordu. Buradaki Hekate’nin payı doğrudan bu kutsal alana ait olmalıydı.

Kutsal alandaki seremoniler belirli bir düzen ve program dahilinde gerçekleştiriliyordu. Bu seremoniyi izlemeye gelen ziyaretçiler propylondan girip basamakları inmeden hemen kuzeybatı yöndeki kapıdan stoaya giriyorlar ve stoa önündeki oturma basamakları üzerinde yerlerini alıyorlardı. Görevli olan değişik kültlere mensup kişiler ise, kutsal alanda kendilerine ayrılan yerlerde duruyorlardı.

Daha önceden belirlenen kurbanlar kesiliyor ve kurbanın en yağlı kısmı altardaki sunak üzerinde yakılıyordu. Yağlı etin dumanları yükseldikçe seremoninin en önemli kutsal kısmı yerine getirilmiş oluyordu. Kesilen kurbanların etleri ise, törene katılan kişiler tarafından yeniliyordu. Kurbanların haricinde başta Hekate ve diğer tanrı ya da tanrıçalar için hediyeler de veriliyordu. Bu hediyeler kişilerin zenginliğine göre değişiyordu. Yukarıdaki törenler esnasında, zengin ve cömert kişiler halka yaptıkları para ve yiyecek yardımıyla halkın hoşgörüsünü kazanıyorlardı.